Her insan, hayatının belli dönemlerinde mental ve duygusal açıdan karmaşıklıklar yaşamaktadır. Olaylar arasında bağlantı kurmakta güçlük çekilebilir ya da kişi kendisi için doğru seçeneği seçmekle ilgili girişiminde sağlıklı hareket edemeyebilir. İşte tam
Uzun yıllardır psikoloğa gitmek ‘delilik’ olarak adlandırılmış, kişiler ya hiç ya da zoraki biçimde seanslara gitmişlerdir ancak günümüzde bilimin gelişmesi ve eğitim seviyesinin yükselmesiyle birlikte artık psikoloji her yerde önemli hale gelmiştir. Bir takım sağlık sorunları, yaşama yön verme, eğitimle ilgili kararlar, öfke kontrol bozuklukları, takıntılar ve daha çok geniş kapsamlı sebeplerden artık psikologların kapısını çalmaktayız. Daha önceleri sebebi bulunamayan birçok hastalığın sebebi, şimdilerde psikolojik birikimlerin sonucu olarak açıklanmaktadır.
Beden madde ve mana olarak ikiye ayrılır. Bilinç ve bilinçdışı her zaman aktif olarak çalışır ancak biz beynimizin neleri depolayıp neleri sildiğini, neleri hasıraltı yapıp biriktirdiğini bilmeden hayatımıza devam ediyoruz. Yaşamımızda bazı olaylar bizleri derinden etkiliyor, kimi zaman yoğun hislerle yaşayıp atlatıyoruz, kimi zaman farkında olmadan unutuyoruz ancak bilinçdışımız olayları kaydetmeye devam ediyor. Ruhsal olarak etkilenmediğimizi düşündüğümüz nice durum bazen travmatik sonuçlar doğurabiliyor. Zaman geçtikçe vücudumuz bize biriktirdikleriyle ilgili cevap veriyor. Buna en güzel örnek panik bozukluklardır. Kısmı felçler, uzun süreli baş ağrıları gibi sebebi bulunamayan hastalıkların çoğu psikolojiyle ilintilidir.
Psikoloğa neden ihtiyaç duyarız sorusunun cevabı görüldüğü üzere sanıldığı gibi yüzeysel değildir. Bizler fiziksel olarak sağlıklı olmaya ne kadar ihtiyaç duyuyorsak, ruhsal olarak da bir o kadar ihtiyaç duymaktayız. Buradapsikolojik danışmadaki hedef kesinlikle danışanın psikoloğuna bağımlı hale gelmesi ve bu sebeple psikoloğunun yönlendirmesine mecbur hale gelmesi değildir. Aksine psikolojik destekte hedeflenen, kişinin psikoloğa başvurmasına sebep olan temel sorunların kökenini tespit etmek ve kişinin aynı durumla karşılaştığında, bu durumun üstünden gelebilmesi için izlenecek yola dair gerekli bilinçlendirmeyi sağlamaktır.
Psikoterapi süreci, psikolog-danışan eşliğinde danışanın son derece etkin olmasıyla yol ve hız alan bir süreçtir. Kişi seanslar dahilinde çıkmış olduğu bu yolda, artık hiç birşeyin aynı kalmadığını, kendisinin ve olaylara olan bakış açısının aynı olmadığını psikoloğunun da yardımı ile fark edecektir. Kendisin zayıf ve güçlü yanlarını fark edecek, aldığı yardımı sadece tek bir olayın tanımı ve çözümü olarak değil, bir bütün olarak kişinin kendisini rehabilite ettiğini keşfedecektir.
Sorunlarımız hangi noktaya kadar bireysel şekilde çözüleceğine kendimiz karar verebiliriz. Ancak sadece kötü zamanlarımızda ve sağlıksız bir hal aldığımızda değil, zaman zaman farklı bir bakış açısına ihtiyaç duyduğumuzda da psikoloğa gidebiliriz. Bilimin ve farkındalığa sahip bir kişinin, profesyonel destekten uzak durmayacağı inkar edilemez bir gerçektir. Her alanda baz almamız neyden nasıl faydalanmak istediğimizle ilgilidir. Hep daha iyisi olabilme ümidiyle…